Millet İttifakı Neden Kaybetti, Cumhur İttifakı Neden Kazandı? Dr. Emrah Gülsunar Patronlar Dünyası’na anlattı

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Recep Tayyip Erdoğan oyların %52,18’ini alarak yeniden seçilmiş, Cumhur İttifakı da TBMM’de vekil çoğunluğunu kazanmıştı. Dr. Emrah Gülsunar seçim sonuçlarını Patronlar Dünyası’na değerlendirdi. Ortak aday stratejisi ve 6’lı Masa dizaynının yanlış olduğunu aktaran Gülsunar, “Ekonomik krizi muhalefetin aşabileceği konusunda inandırıcı olunamadı” dedi. İşte Emrah Gülsunar’ın seçim değerlendirmesi:

5 Maddede Millet İttifakı Seçimi Neden Kaybetti?

1. Ortak aday yanlıştı

Muhalefetin seçimi kaybetmesinin altındaki en önemli etken bu oldu. Malum Türk siyasal kültürü oldukça lider odaklı. Mevcut başkanlık sistemi de aynı şekilde lider odaklı bir sistem. Bu noktada Erdoğan da halkın en az yarısında karşılığı olan isim. Ancak seçim öncesi Erdoğan ekonomi krizden kaynaklı olarak seçmen tabanında bir erime yaşadı. Eğer muhalefet Erdoğan’ın karşısına İmamoğlu veya Yavaş gibi pozitif imajı ve halkta karşılığı olan bir aday çıkarsaydı seçimi muhalefetin kazanmasına yetecek kadar bir iktidar seçmeni çok büyük ihtimalle o adaya oy verecekti. Ancak onun yerine halkta karşılığı olmayan, 13 yıldır iktidar medyası tarafından yıpratılmış ve Cumhur seçmeninin hiçbir surette oy vermeyeceği Kılıçdaroğlu gibi bir adayla seçime girildi.

ERDOĞAN’IN KARŞISINDA KİM ADAYSA ONA OY VERİLİR VARSAYIMI YANLIŞTI

Millet İttifakı ekonomik zorlukların halkı Erdoğan’ın karşısında kim varsa ona oy vermeye iteceği şeklinde son derece ezber ve yanlış bir varsayımla hareket etti ve sonuçta seçimi kaybetti.

2. Altılı Masa’nın dizaynı yanlıştı

Bu sorun aslında doğrudan birinci sorunun bir sonucu. Aslında muhalefetteki tüm sorunlar için bunu söyleyebiliriz. Çünkü Millet İttifakı’nın bütün stratejileri Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerine inşa edildi. Altılı Masa da en baştan Kılıçdaroğlu’nun adaylığını benimsettirebilmek için kuruldu. Ama bu yapılırken siyasetin realiteleri ciddi manada göz ardı edildi. Tabela partisi diyebileceğimiz ya da %1 civarı oyu olan 4 muhafazakar/liberal partiye masada eşit söz hakkı ve veto yetkisi verildi. Böyle bir dizayn baştan yanlıştı çünkü seçmende “Altılı Koalisyon” görüntüsü çizerek iktidara gelirse istikrarsızlık doğabileceği algısı oluşturuyordu.

İSKANDİNAV ÜLKELERİNDE BİLE YÜRÜMEYEN ÇOK PARTİLİ KOALİSYON MODELİ SEÇMENİN ÖNÜNE KOYULDU

Olgun demokrasilere sahip İskandinav ülkelerinde bile yürümeyen çok partili koalisyon modeli getirilip seçmenin önüne koyuldu. Bu elbette ki karşılık bulmadı. Bir de bunun üzerine Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’ye adaylığını kabul ettirebilmek için masada ayak oyunları çevirmesi ve bunun sonucunda ortak cumhurbaşkanı adayı gibi kritik bir konuda masada kavga çıkması kararsız seçmenin gözünde masanın kredibilitesi iyice bitti.

3. HDP ve muhafazakar partilerle fazla yakınlaşıldı

Bu da aynı şekilde Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili bir sorun. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kendi tabanında ciddi bir dirençle karşılaşınca bu direnç potansiyel müttefiklerle fazladan yakınlaşarak ve onların destekleri alınarak telafi edilmeye çalışıldı. Bu desteklerin karşılığında da bu partilere açık/gizli bir takım vaatler verildi veya siyasal “ulufeler” dağıtıldı.

YAKINLAŞMALAR SEÇMEN NEZDİNDE SAMİMİ BULUNMADI

Ancak bu yakınlaşmalar seçmen nezdinde ya muhafazakar partilerle olan gibi samimi bulunmadı ya da HDP’yle olan gibi tehlikeli bulundu. Muhalefetin karar alıcıları HDP’nin desteği alınırsa seçimin ilk turda kendi lehlerine bitebileceği gibi bir kanıya kendilerini kaptırdılar. Halbuki ilk turdaki HDP desteğini iktidar çevresi elindeki medya gücünü kullanarak muhalefetin terörle iltisaklı olduğu yönünde bir propaganda için sonuna kadar kullandı ve görünen o ki başarılı da oldu. Muhalefetin cumhurbaşkanı seçimini kazanabilmesi için Kürt seçmenin desteği illa ki gerekiyordu ama farklı bir cumhurbaşkanı adayı ve HDP ile daha mesafeli bir ilişki tercih edilse bu durum kararsız Cumhur seçmeninin muhalefete daha kolay oy vermesini sağlayabilirdi. Bu yapılmadı.

4. Ekonomik krizi muhalefetin aşabileceği konusunda inandırıcı olunamadı

Seçim kampanyasında ekonomik vaatler verildi elbette ama bunlar tam olarak ikna edici bir biçimde muhalefetin seçim kampanyasının merkezine oturtulamadı. Bu çok önemliydi çünkü Erdoğan’dan uzaklaşan kararsız seçmenin uzaklaşmadaki ana motivasyonu Erdoğan’ın kendisi ya da başka ideolojik faktörler değil ekonomide ciddi boyutlara ulaşan sorunlardı. Muhalefetin yapması gereken “onlar beceremiyor ama biz çözeceğiz” algısını zihinlere oturtabilmekti. Tabii muhalefetin bunu yapamamasında iktidarın medya propagandası da oldukça etkili oldu. Ama doğru bir aday ve masa yapısıyla iktidarın medya propagandası boşa çıkarılabilir ve seçmene ekonomi konusunda güven verilebilirdi.

5. Kampanya koşulları adaletsizdi

Bu muhalefet aktörlerinin elinde olan bir sorun değil elbette. Türkiye’de olgun bir demokrasinin olmadığı açık. Türkiye’deki rejim siyaset bilimi literatüründe “rekabetçi otoriter” olarak geçiyor. Yani siyasal sistemde farklı siyasal partiler ve seçimler var ve seçimlerde doğrudan hile yapılmıyor ama kampanya süreci iktidar partisi lehine oldukça adaletsiz. Bu seçimde de öyle oldu. Erdoğan devlet imkanlarını popülist hamleler yapmak için sonuna kadar kullandı. Aynı şekilde elindeki medya gücüyle seçmeninin zihnini başarılı bir şekilde şekillendirdi. Bunlar muhalefetin seçim kaybetmesinde büyük etken oldu. Ancak unutulmaması gerekir ki kampanya sürecinin böyle olacağı en baştan biliniyordu.

SEÇİMİ KAZANACAK DEĞİL KENDİ ÇIKARLARINI ÖNCELEYECEK STRATEJİLERE AĞIRLIK VERDİLER

Muhalefet aktörlerinin bunun bilincinde olarak en baştan seçimi kazanacak en doğru hamleleri yapmaları gerekirdi. Ancak onlar seçimi kazanacak değil kendi mikro çıkarlarını önceleyecek stratejilere ağırlık verdiler ve en sonunda da seçimi kaybettiler.

5 Maddede Cumhur İttifakı Seçimi Neden Kazandı?

1. Muhalefetin büyük hataları

Bu seçimi Cumhur İttifakı’nın kazanabilmesinin en önemli nedeni aslında muhalefetin hataları oldu. Ekrem İmamoğlu kampanya sürecinde katıldığı bir yayında “bu saatten sonra bu seçimi iktidar kazanamaz, muhalefet kaybeder” demişti. Öyle de oldu. Ekonomik kriz koşullarında halkın değişime açık olduğu göz önüne alınırsa aslında gayet kazanılabilecek bir seçimi Millet İttifakı yukarıda saydığım hatalarıyla iktidara hediye etti.

2. Erdoğan’ın lider karizması

Türkiye siyasetinde Erdoğan’ın lider karizması gibi bir gerçek var. Erdoğan toplumun belli bir kesiminde ehil ve karizmatik lider olarak görülen, hatta çoğu zaman idealize edilen bir isim. Seçmeninin onunla kurduğu duygusal bağ Erdoğan’ın oylarının ülkede ne olursa belli bir eşiğin altına düşmesini engelliyor. Ekonominin en bozuk olduğu dönemlerde bile Erdoğan’ın kemik oyları %35’in altına düşmedi. Böyle bir oy potansiyeli ile seçim sürecine başlamak kendisine büyük bir avantaj sağladı.

EKONOMİK KRİZ VAR AMA ÇÖZERSE YİNE ERDOĞAN ÇÖZER ALGISI VARDI

O %35’lik oyu kampanya sürecinde muhalefetin eksikliklerini de kullanarak %52’ye çıkarmasını bildi. Bunu yapabilmesinde özellikle “ekonomik kriz var ama çözerse yine Erdoğan çözer” algısı büyük rol oynadı. Bu algı hem Erdoğan’ın lider karizması hem de muhalefetin eksiklikleri sebebiyle oluşan bir algıydı.

3. Devlet imkanları

Yukarıda belirttiğim üzere Türkiye’de seçim koşulları adaletli yürümüyor. Erdoğan devlet imkanlarını seçmeni kendisine oy vermede ikna etmek için sonuna kadar kullanıyor. Bu bazen EYT gibi popülist bir takım yasal düzenlemelerle oluyor, bazen geniş kapsamlı sosyal yardımlar, bazen de kamuya işe alımlarla. Özellikle Türkiye’de sosyal yardımların kapsamı düşünüldüğünde bir iktidar değişikliğinde bu yardımların kesilme ihtimali bir kesim seçmeni her durumda Erdoğan’a oy vermeye itiyor. Aynı şekilde Türkiye’deki mevcut ekonomik rejimde ekonomisi gelişkin olan illerden alınan vergiler rant dağıtım mekanizmaları üzerinden taşra illerine aktarılıyor ve ekonomik olarak bağımlı kılınan bu iller siyasal tercihlerini de yine iktidar partisinden yana kullanmaya meyilli oluyorlar. Muhalefet metropollerde az farkla da olsa önde olabilirken bu tür taşra illerinde iktidar en az %60’larda oy alıyor.

4. Medya gücü

Türkiye’de medyanın özgür olduğunu iddia etmek mümkün değil. Devlet imkanları gibi medya gücünü de iktidar son seçim sürecinde sonuna kadar kullandı. Başta devlet kanalı TRT olmak üzere kendine bağlı kanalları seçim propagandası için seferber etti. Daha tarafsız gözüken kanalları bile görece kendine yakın yayın politikaları izlemeye zorladı veya kendine olan eleştirilerin belli bir eşiği geçmesine izin vermedi. Muhalefetin lehine yayın yapan birkaç muhalif kanalla beraber birçok gazete, internet sitesi vs. elbette vardı. Ancak bunların gücü hem sınırlı hem de kutuplaşma ortamında iktidar seçmenine nüfuz etmeleri mümkün değildi. Seçim sürecinde bu medya gücü özellikle muhalefeti terörle ilişkilendirmede büyük rol oynadı. Bu propaganda muhalefetin hatalarıyla birleşince sandıkta Cumhur İttifakı lehine bir sonuç doğdu.

5. Seçmenin sosyolojik yapısı

Seçimi Cumhur İttifakı’nın kazanmasında Türkiye’nin sosyo-siyasal yapısı da önemli bir etken oldu. Türkiye’de 1950’den beri yapılan seçimlerde kabaca %60-70 sağ, %30-40 sol seçmen gibi bir denge var. Dolayısıyla çoğunluk ve görece homojen milliyetçi ve muhafazakar seçmeni arkasında konsolide edebilen Cumhur İttifakı seçimlerde daha baştan avantajlı durumdaydı. Muhalefet seçmeni ise oldukça heterojen. Sol cenahtaki %35’lik CHP+HDP oyları seçimi kazanmak için yetersiz.

MİLLET İTTİFAKI SOL İTTİFAK OLARAK ALGILANDI

Buraya İYİ Parti’den seküler milliyetçi ve Altılı Masa’daki 4 muhafazakar partiden bir miktar muhafazakar oyları ekleseniz bile seçmen gözünde Millet İttifakı yine “sol” bir ittifak gibi algılandı. Bu da diğer farktörlerle birleşince Cumhur İttifakı’nın seçimi kazanmasında rol oynadı.

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

esenyurt escort
bahçeşehir escort
beylikdüzü escort
bakırköy escort
halkalı escort
şirinevler escort
şişli escort
istanbul escort
esenyurt escort
avcılar escort
Tuzla escort
tarafbet
betist giriş
showbet
xslot giriş
favorislot
barn festival
pragmatic slot oyunları
radissonbet
egt oyna
betmarlo
floating dragon oyna
bonus hunt" rel="dofollow">bonus hunt">bonus hunt
aresbet
tombala oyna
wild wild riches oyna
betibom
dog house megaways
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
wild west gold oyna
markaj giriş
trwin giriş
altıncasino
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
sugar rush oyna
hiperwin
sweet bonanza oyna
diyarbet
diyarbet
mrbahis
favorislot
markaj giriş
trwin
big bass bonanza oyna
gates of olympus oyna
egt oyna
favorislot
markaj giriş
trwin
betingo
bahisbudur
casi pol
casipol giriş
casipol giriş
casipol
casipol
romabet
mrbahis
casipol şikayetvar
casipol giriş
casipol twitter
casipol şikayet
casipol
casipol güncel giriş
casipol güncel
casipol giriş
casipol girişi
Pendik Escort
Deneme bonusu veren siteler
erzurum escort
Bahis Siteleri
romabet
matadorbet
Jetbahis